Uzmanlardan Ağrısız Normal Doğum İçin Öneriler

Uzmanlardan ağrısız normal doğum için öneriler

Günümüzde Epidural” doğumun oldukça başarılı ve güvenli bir yöntem olduğunu belirten Özel İmperial Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Opr. Dr. Filiz Tanrıkulu, “Epidural” doğumun tüm dünyada altın standart olarak kabul edildiğini söyledi.

Anne adaylarına tavsiyelerde bulunan Dr. Tanrıkulu, doğum sancılarını azaltmak için kullanılacak yöntemler hakkında uyarılarda bulunarak, “Anne olmak, bir kadının hayatındaki en özel, en güzel deneyimlerden biri olsa da anne olmaya hazırlanan pek çok kadın, doğum sancılarının sebep olduğu korkular nedeniyle kendisini oldukça gergin ve kaygılı hissedebilir. Doğum sancılarını azaltma çabaları ilk kez 1853 yılında Kraliçe Viktoria’nın doğumunda kloroform uygulanması ile karşımıza çıkmaktadır. Bu nedenle ağrısız doğuma halk arasında aynı zaman da prenses doğum da denmektedir. Bu tarihten sonra doğum sancılarının azaltılması için arayışlar artmış ve birçok yöntem anne adaylarının bu süreci daha rahat geçirebilmesi için denenmiştir. Günümüzde ise epidural doğum oldukça başarılı ve güvenli bir yöntem olması nedeniyle tüm dünyada ağrısız normal doğum için altın standart olarak kabul edilmektedir” dedi.

Doğum sancılarını azaltmak için başka hangi yöntemler kullanılabilir?

Doğum eylemi sırasında ağrıları azaltmak için çok sayıda yöntemin kullanıldığını kaydeden Dr. Tanrıkulu, “doğum eylemi sırasında hissedilen ağrıların azaltılması için hipnoz, akupunktur, aromaterapi, çeşitli egzersizler, nefes alıştırmaları, anestezik maddelerin koklatılması, ağrı kesici bazı ilaçların uygulanması, ağrıya neden olan bazı sinirlerin lokal anestezik ilaçlar ile uyuşturulması ve TENS uygulaması gibi yöntemler kullanılmaktadır. Fakat bu yöntemler doğum ağrısını azaltmakta genellikle yetersiz kalmaktadır. Doğum ağrılarını azaltmada bilinen en etkili yöntem epidural analjezidir” dedi.

Yan etkileri oldukça düşük

“Epidural analjezi, tecrübeli hekimler tarafından uygulandığında yan etkilerinin oldukça düşük olduğunu ifade eden Dr. Tanrıkulu, “epidural analjezi tecrübeli anestezi hekimleri tarafından uygulandığında başarı oranı son derece yüksek bir işlemdir ve yan etkileri ise son derece düşüktür. İstatistiklere bakıldığında epidural doğum ile gebelerin yüzde 85′inde istenilen etki elde edilirken, yüzde 12’sinde kısmi etki görüldüğü ve yüzde 3 gebede ise hiç etki görülmediği gözlenmiştir” dedi.

Epidural analjezi ile epidural anestezi arasında ne fark var?

Epidural analjezi ile epidural anestezi arasındaki farkı anlatan Dr. Tanrıkulu, “epidural analjezi ile epidural anestezi aynı değildir. Bu iki uygulamanın birbirine karıştırılmaması gerekir. Epidural doğumda epidural analjezi uygulanırken, sezaryen doğumda kullanılan epidural yöntemlere ise epidural anestezi adı verilmektedir. Analjezi ağrısızlık anlamına gelmektedir. Anestezi ise duyusuzluk anlamına gelmektedir. Epidural analjezi ile ağrıların hissedilmemesi sağlanırken dokunma duyusu ve hareket kabiliyeti engellenmemektedir. Bu sayede doğum sonrasında hastaların yataktan kalkıp yürümeleri mümkün olabilmektedir. Epidural anestezide ise verilen ilaç dozu artırılarak duyuların tamamen yok olması sağlanmaktadır. Epidural analjezi ile başlayan normal doğum takibinde çeşitli nedenlerle sürece normal doğum olarak devam edilememesi durumunda epidural kateterden verilen ilaç dozu artırılarak sezaryen doğum gerçekleştirilebilir” ifadelerini kullandı.

Epidural doğuma anne tek başına karar verebilir mi?

Epidural doğuma, birlikte karar verilmesi gerektiğine dikkat çeken Dr. Tanrıkulu, “epidural doğuma, kadın hastalıkları ve doğum uzmanı, anne adayı ve anestezi uzmanı birlikte karar vermelidir.

Epidural yöntem normal doğumların hepsinde kullanılabilir mi?

Epidural normal doğum için öncelikle annenin bilinçli olarak doğum sürecine aktif olarak katılmayı kabul etmesi gerekmektedir. Ayrıca; gebelik süresinin problemsiz geçmiş olması, düzenli doğum sancılarının olması, rahim ağzının 4 -7 cm açılmış olması, baş gelişte tek bebek olması ve 38-42 haftalık gebelik olması durumunda epidural yöntem ile doğum tercih edilebilir” dedi.

Epidural kateter takılması süreci nasıldır?

Epidural kateter takılması süreci hakkında bilgi veren Dr. Tanrıkulu, “Epidural analjezi; anne adayının bel kısmından özel bir iğne yardımı ile omuriliği saran zarın(dura) dışındaki epidural aralık olarak adlandırılan yaklaşık 0.5 cm’lik bölgeye takılan bir kateterden anestezik ilaç verilerek belden aşağı kısımda ağrı hissinin engellenmesi olarak tarif edilebilir. Öncelikle anne adayının genel durumu, muayenesi, tetkikleri ve bebeğin durumu kadın doğum uzmanı ve anestezi uzmanı tarafından epidural doğuma uygunluk açısından değerlendirilir. Hastanın işlem için uygun olduğuna karar verildiğinde, anestezi uzmanı tarafından anneye işlemin nasıl yapılacağı ve olası yan etkileri anlatılır. Annenin varsa soruları cevaplandırılır. İşlem için anneden onam alınır. Girişimden önce anneye serum takılır, tansiyonu ölçülür, anne ve bebek kalp sesleri takip için monitöre bağlanır. Anne adayı sol tarafına yan yatar veya oturur, çenesini göğsüne dayar, kollarını omuzlarında çaprazlar ve olabildiğince öne doğru bükülüp sırtını kamburlaştırır. İyi bir pozisyon ve kıpırdamadan hareketsiz durmak işlemin çabuk ve etkili yapılabilmesi için çok önemlidir. Bunun için de anne ile devamlı sözel iletişimde bulunmak, yapılanları adım adım anlatarak onu rahatlatmak büyük önem taşır. Bel bölgesi antiseptik bir solüsyon ile temizlenir, steril delikli yeşil örtülür ve ince bir iğne kullanılarak işlem bölgesi lokal anestezik ilaç ile uyuşturulur. Bölge uyuştuktan sonra epidural aralık olarak bilinen bölgeye özel bir iğne ile girilir. Bu sırada ağrı hissedilmez veya çok az hissedilir. Bu iğnenin kılavuzluğunda epidural bölgeye katater dediğimiz plastik, ince uzun bir boru yerleştirilir ve iğne çıkarılır. Daha sonra kateterin çıkmaması için katater sırta flaster yardımı ile sabitlenir. İşlem süresi ortalama 5-10 dakikadır. İşlem bittikten sonra sırt üstü yatılması, hareket edilmesi katetere zarar vermez ve kateter hissedilmez. Bazen işlem sırasında iğne uygulanırken bir sinire dokunulabilir. Bu olduğunda bacakta sıçrama dediğimiz bir takım hareketler, elektriklenme ya da bir ağrı hissedebilir” diye konuştu.

Epidural doğum süreci nasıldır?

Epidural doğum süreci hakkında bilgilendirmede bulunan Dr. Tanrıkulu, “Kateter üzerinden ilaç uygulanması, aktif doğum süreci başladığında yani rahim kasılmaları düzenli hale gelip anne tarafından hissedilmeye başlandığında ve rahim ağzı en az 4 cm açıldığında başlar. İlacın veriliş zamanı önemlidir. Çok erken ilaç verilmesi durumunda doğum geç başlayacak ve doğum süresi uzayacaktır. Daha geç ilaç verilmesi durumunda ise sancılar sıklaşacağından, annenin hareketsiz kalması ve ilacın uygulanması zorlaşacaktır. Bu aşamada anne adayına serum takılır. Anne adayının tansiyonu, nabzı ve kandaki oksijen seviyesi doğum süresince takip edilir. Epidural analjezinin bir yan etkisi olarak ani tansiyon düşüşleri olabileceği için doğum sürecinde anneye 2-3 litre civarında serum ile sıvı takviyesi yapılır. İlaç kateter üzerinden uygulandıktan 15 dakika sonra anne adayı etkisini görmeye ve ağrı hissetmemeye başlar. Doğum süresince kateter takılı kalır ve ağrı hissedilmeye başlanırsa, uygun miktarda ek anestezik ilaç doğum süresince kateter yardımı ile uygulanmaya devam edilir. Burada amaç; annenin ağrıları hissetmemesi ancak kasılmaları hissetmesi ve bu sayede gerektiğinde ıkınarak doğum sürecine aktif katkıda bulunmasıdır. Annenin kasılmaları yetersiz hissetmesi durumunda ise doğuma yardımcı olan sağlık çalışanları, hastayı cihaza bağlayarak veya elle muayene ile kasılmaları takip edebilir ve ıkınma için doğru zamanı anneye söyleyebilir. Epidural analjezi ile doğum tamamlandığında ise kateter çıkartılır. Bu ağrılı bir işlem değildir. Epidural anestezi ile sezaryen uygulaması söz konusu olduğunda ise sezaryen ameliyatı sonrasındaki ağrılı geçen 48 saatlik dönemde kateter çıkartılmaz. Bu sürede anneyi rahatlatacak düşük dozdaki ilaçlar kateter yoluyla verilmeye devam edilir. Bu süreçte de hasta kontrollü ağrı kesici (PCA) uygulanabilmektedir. Takılı olan kateter üzerinden anne ihtiyaç duyduğunda cihazın düğmesine basarak belirlenmiş dozdaki ağrı kesici ilaçları alabilir.

Epidural doğumun avantajları nelerdir?

Epidural doğumun avantajlarının olduğuna dikkat çeken Dr. Tanrıkulu, “Epidural normal doğum yapan anneler hem normal doğum yapmanın hazzını yaşadıklarını hem de doğum sonrasında ağrılarının olmadığını ve enerjilerinin yüksek olduğunu belirterek epidural doğumu önermektedirler. Doğum sonrasında anneler rahatlıkla yataktan kalkabilirler, yürüyebilirler. Doğum sürecinde ağrının verdiği yorgunluk ve hırpalanmayı yaşamadıkları için doğum sonrası toparlanma süreci oldukça hızlı olmaktadır. Doğumdan hemen sonra bebeklerini kucaklarına alarak ilgilenebilir ve beslemeye başlayabilirler. Bağırsak hareketlerini durdurmayacağı için gaz çıkarımı engellenmemiş olur. Dolayısıyla anneler doğum sonrasında gaz şişkinliği yaşamazlar. Epidural analjezi deneyimli anestezi uzmanları tarafından doğru zamanda ve uygun dozda uygulandığında rahim ağzının açılmasını kolaylaştırarak doğum sürecinin de hızlanmasını sağlar. Epidural analjezi uygulandıktan sonra sürecin normal doğum olarak ilerlemesinin mümkün olmaması durumunda, verilen ilaç dozu artırılarak epidural anestezi ile doğuma sezaryen olarak devam edilebilir” dedi.

Epidural doğumun riskleri, dezavantajları ve yan etkileri var mıdır?

“Epidural doğum özellikle deneyimli anestezi uzmanları tarafından uygulandığında oldukça sorunsuz işleyen, güvenli ve etkili bir yöntemdir” diyen Dr. Tanrıkulu, “ Epidural doğumun en sık karşılaşılan yan etkisi tansiyon düşüklüğüdür. Bunu önlemek için doğum sürecinde düzenli olarak tansiyon takibi ve sıvı takviyesi yapılır. Epidural aneljezide baş ağrısı oluşması riski yüzde 0,5 ila yüzde 1 arasındadır. İşlem sırasında omuriliğin içinde yer aldığı zarın duvarı(dura) delinirse, omuriliği çevreleyen sıvının dışarı kaçmasına sebep olabilir. Bu nedenle baş ağrısı oluşabilir. Anneler yatar pozisyonda iken baş ağrıları azalır. Ayağa kalktıklarında ve öksürdüklerinde ise baş ağrısı artar. Bu durumda anneye sıvı takviyesi yapılır; kafein içeren içeçek ve yiyecek tüketimi, yatak istirahati önerilir ve medikal tedaviler uygulanır. Bunlara cevap yetersiz olduğunda ise ’kan yaması’ dediğimiz annenin kendi kanının alınıp yine epidural aralığa katater yardımı verilmesi işlemi yapılır. Uygulanan ilaç miktarı düşük dozda olduğundan anne ve bebeğe olumsuz etkisi çok azdır. Ancak nadiren de olsa bebek kalp atımlarında yavaşlama ve doğum sürecinin uzamasına sebep olabilir. Hafif baş dönmesi, sersemlik hissi, idrar yapamama ve bulantı görülebilir. Kateterin uygulandığı sırt bölgesinde enfeksiyon olabilir. Sırt ağrısı, doğumdan sonra ilk birkaç saatte bacaklarda uyuşukluk ve halsizlik hissedilebilir. Birkaç saat içerisinde bu his geçecektir. Sinirlere zarar verilmesi ve felç olma ihtimali ise son derece nadirdir, ancak bilgisiz ve deneyimsiz ellerde oluşabilecek bir komplikasyondur” ifadelerini kullandı.

Epidural doğumun riskleri, dezavantajları ve yan etkileri var mıdır?

“Epidural doğum özellikle deneyimli anestezi uzmanları tarafından uygulandığında oldukça sorunsuz işleyen, güvenli ve etkili bir yöntemdir” diyen Dr. Tanrıkulu, “ Epidural doğumun en sık karşılaşılan yan etkisi tansiyon düşüklüğüdür. Bunu önlemek için doğum sürecinde düzenli olarak tansiyon takibi ve sıvı takviyesi yapılır. Epidural aneljezide baş ağrısı oluşması riski yüzde 0,5 ila yüzde 1 arasındadır. İşlem sırasında omuriliğin içinde yer aldığı zarın duvarı(dura) delinirse, omuriliği çevreleyen sıvının dışarı kaçmasına sebep olabilir. Bu nedenle baş ağrısı oluşabilir. Anneler yatar pozisyonda iken baş ağrıları azalır. Ayağa kalktıklarında ve öksürdüklerinde ise baş ağrısı artar. Bu durumda anneye sıvı takviyesi yapılır; kafein içeren içeçek ve yiyecek tüketimi, yatak istirahati önerilir ve medikal tedaviler uygulanır. Bunlara cevap yetersiz olduğunda ise ’kan yaması’ dediğimiz annenin kendi kanının alınıp yine epidural aralığa katater yardımı verilmesi işlemi yapılır. Uygulanan ilaç miktarı düşük dozda olduğundan anne ve bebeğe olumsuz etkisi çok azdır. Ancak nadiren de olsa bebek kalp atımlarında yavaşlama ve doğum sürecinin uzamasına sebep olabilir. Hafif baş dönmesi, sersemlik hissi, idrar yapamama ve bulantı görülebilir. Kateterin uygulandığı sırt bölgesinde enfeksiyon olabilir. Sırt ağrısı, doğumdan sonra ilk birkaç saatte bacaklarda uyuşukluk ve halsizlik hissedilebilir. Birkaç saat içerisinde bu his geçecektir. Sinirlere zarar verilmesi ve felç olma ihtimali ise son derece nadirdir, ancak bilgisiz ve deneyimsiz ellerde oluşabilecek bir komplikasyondur” ifadelerini kullandı.

Güncelleme Tarihi : 22.09.2023